8 Kasım 2011 Salı

HER SABAH GREGOR OLARAK UYANMAK


Kafka’nın ‘Değişim’ öyküsü için seçtiği canlının hamamböceği olmasına şaşırmıyorum. Çünkü değişimin yarattığı sarsıntıları, mutlak kopuşları ve en önemlisi yabancılaşmayı daha güzel bir sembol ile anlatmak hayli zordur. Bir sabah uyandığınızda akrep olsanız bir kere zehir sahibi olmanız nedeniyle sizden tiksinilmez, daha çok korkulur. Papağan olsanız yarın sabah, kimse sizden kaçmaz. Hatta insan olduğunuz zamanlara göre daha çok dost sahibi bile olabilirsiniz. Fare olsanız belki sizden tiksinilirdi ama küçümsenirdiniz de. Oysa hamamböcekleri küçümsenmez. Kafka’nın seçimi bu yüzden olağanüstü başarılı bir seçim oldu.

Aslında insanların büyük bir bölümü her çalışma günü hamamböceği olarak uyanıyor yatağından. Haydut kapitalistler sayesinde pislik bir viraneye döndürülen gezegenimizde başka türlüsünü beklemek saflık olurdu. Normal şartlar altında, mesela hakiki bir sosyalizm çağında günde 4 saat çalışmak çoğu insanı yatağından mutlu uyandırırdı. Oysa şimdi, en ağır şartlarda en az 12 saat evinizden uzak olacağınızı bildiğiniz için yatağınızdan yabancılaşmış bir şekilde kalkmak zorundasınız. Gittiğiniz yerlerde sizi delicesine seven insanlar yok genellikle. Emeğinizin karşılığını vermediği gibi, sizi beslediğini sanan ve malında mülkünde gözünüz olduğunu düşünerek uykuları kaçan bir patronunuzun olması ziyadesiyle kuvvetli bir ihtimal. Böyle bir dünya düzeninde yarın sabah yatağınızda kendinizi bir insan olarak bulacağınız için bayramınız kutlu olsun. Ama her zaman olduğu gibi bir kere daha umutsuzluğa yer yok. Her sabah mutlu bir Gregor Samsa olarak uyanmak mümkün bu gezegende. Eğer hamamböcekleri nükleer silah kullanmazlarsa daha en az birkaç milyar yılımız var bu gezegende.

En çok tiksinti duyduğum bir hayvan yok artık benim için. Çünkü natüralistim elhamdülillah. Ancak, “en çok tiksinti duyduğunuz insan nedir” sorusuna benim iki basit cevabım var. Faşistler ve kapitalistler. Nedenim, hamamböcekleriyle aynı. Ne işiniz var evimizde? Aynı ortak atadan mı geldik nedir? Eğer öyleyse bizim bu ortak ata evine bir hayli bağlı bir ata olmalı.


'' NE İŞİNİZ VAR EVİMİZDE?'' GÜRKAN HAYDAR KILIÇARSLAN - BİRGÜN PAZAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder